AXOR’Dan ilham veren hikâyeler: Takeshi Hosaka’dan Love2 House

“Lüks, yüz ölçümünün büyüklüğü ile ilgili değildir. Daha ziyade bir evin müşterinin ihtiyaçlarını nasıl karşıladığı ve önceliklerini ne kadar yansıttığı ile ilgilidir.”
Takeshi Hosaka, mimar ve profesör

Okuma süresi: 5 dakika

Mimar: Takeshi Hosaka Architects

Takeshi Hosaka, tanınmış bir mimar, sanatçı ve Tokyo’daki Waseda Üniversitesinde profesördür. Mekanın optimum kullanımına ve hane halkının ihtiyaçlarına yönelik geliştirdiği ev tasarımları, Compact Luxury’nin prensiplerini net bir şekilde yansıtmaktadır. Kendisi ve eşi için planladığı Love2 House’ı bu prensipleri en üst düzeyde uygulayarak tasarlamış.

Tokyo’daki 18 metrekarelik Love2 House’ın görünümü.

Compact Luxury prensipleri, bir mimar tarafindan yaşam tarzi olarak benimsendi

Compact Luxury prensiplerini yalnızca işinde uygulamakla kalmayan mimar Takeshi Hosaka, bu prensipleri her gün eşi ve “müşterisi” ile beraber Tokyo’daki meşhur Love2 House’ta yaşıyor. Bu ev, yalnızca 31,4 metrekarelik bir arsa üzerine inşa edildi. Hosaka bu evi ilk etapta 36 metrekare büyüklüğünde iki katlı bir ev olarak hayal etmiş, fakat eşinin farklı düşünceleri varmış. Japonya’nın Edo döneminde (1603-1868) 10 metrekarelik bir ev dört kişilik bir aile için yeterli görülüyormuş. Hosaka’nın eşi, bu dönemle ilgili okuduğu bir kitaptan esinlenerek 18 metrekarelik bir evin bir çift için fazlasıyla yeterli olacağı kanısına varmış.

Tavan yüksekliğinde cam cepheli Love2 House

Doğanin elementlerine merhaba

Love2 House, sahiplerine Compact Luxury’nin temelinde yatan kişisel memnuniyet duygusu sunmaktadır. “Rüzgâr, güneş ışığı ve insanlar gibi doğal elementleri hissedebilme” önceliklerine sahip olan Mimar, bu öncelikleri net bir şekilde tanımladıktan sonra her birini küçük eve entegre etti. Örneğin, güneş simülasyonları yürüttüğünde, Love2 House’un arsasının yılda üç ay boyunca direkt güneş ışığı almadığını
keşfetti. “Bunu fark ettiğimde, gökyüzüne doğru açılan iki kavisli çatı tasarlamaya karar verdim” diyen Hosaka, sözlerine şöyle devam ediyor: “Kışı aylarında tavan pencereleri, tıpkı iskandinavya’da olduğu gibi, gün ışığının evi yumuşak bir şekilde aydınlatmasını sağlıyor. Yaz aylarında ise ev, tıpkı tropikal ülkelerde olduğu gibi güneş ışığı ile doluyor. Gökyüzünün rengi, güneş ışığının nasıl göründüğü, bulutların şekilleri sürekli değiştiğinden, tavan pencereleri de evde sürekli değişik bir atmosfer sağlar.”

Love2 House’ın yemek yeme alanı ve bahçe girişi.

Doğaya ve çevreye olan bağimiz

Love2 House’un duş ile donatılmış banyosu evin dışında bulunuyor. Hosaka’ya göre, bu sayede “doğanın tadını duş alırken de çıkarmak” mümkün. insanlar ile etkileşim sağlayabilmek için, evin ön cephesinde oda yüksekliğinde bir pencere bulunuyor. ilk başta özel ortamlarını koruyamayacaklarına dair çekinceli olduğunu itiraf eden mimar, “Ama aslına bakarsanız gerçekten çok iyi bir fikirdi” diyor. “Çünkü bu sayede buraya taşınırken komşularımızla çok daha kolay iletişim kurabildik. Pencereyi tamamen açtığımız zaman, evin önünden geçen insanlar bizimle kolayca konuşabiliyorlar. Hepsi ile sanki yıllardır dost gibiyiz. Çocuklar ise kafalarını merakla evin içine uzatıyorlar. Hatta yemek yerken evin önünden geçen sokak köpeklerini sevebiliyoruz.”

Love2 House, lüks kavramına kişisel bir yaklaşımı mükemmel bir şekilde yansıtıyor.

Lüks kavramina kişisel bir yaklaşim

Hosaka’nın kompakt lüks anlayışı, Japon şair Kamo no Chōmei’nin (1155-1216) kulübesinden antik Roma’nın villalarına kadar çeşitli etkilerle şekillendi. “ideal villanın sahip olması gerektiği beş yaşamsal bileşen vardı. Bunlar öğrenim, banyo, drama, müzik ve epikürcülük idi. Aynı beş bileşeni bu küçük eve dâhil etmeye karar verdim.” Müzik için, plak koleksiyonunun tınılarını iletecek “güzel bir beton duvar” inşa etti. Hosaka, Love2 House’ın her metrekaresinde, hatta milimetresinde ayrıntıya gösterdiği bu özen sayesinde, “müşterisi” ve kendisi için hayatı dolu dolu yaşayabilmelerini sağlayacak mükemmel koşulları yaratmış oldu. Bundan daha lüks ne olabilir ki?