AXOR: Mimarlar, şehirlerdeki yaşam alanlarını sadece optimize etmek yerine aynı zamanda iyileştirmek için, onlara anlam, karakter ve hatta ruh kazandırabilmek için ne yapabilirler?
AC: Tasarımcılar, mekanın mümkün olabildiğince geniş algılanabilmesi için, koridorlar dahil insan trafiğinin olduğu her yerin etkisini azaltmaya odaklanmalıdır. Ardından, tıpkı AXOR ile birlikte banyolarda yaptığımız gibi, mekâna yüksek kalite hissini ileten detaylar dâhil etmelidir. Tasarımcılar ve mimarlar, özünde yaşam kalitesini yükseltmek için çalışırlar. Yüksek bir yaşam kalitesi, sonuçta hepimizin en önemli arzusudur.
AXOR: Dünyanın dört bir yanında gerçekleştirdiğiniz projelerden deneyim sahibi bir uzman olarak, Compact Luxury konseptinin çeşitli coğrafyalarda nasıl gelişeceğini düşünüyorsunuz? Bu konseptin uygulanması dünyadaki belirli bölgeler ile sınırlı mı kalacak yoksa dünyanın dört bir yanına yayılacak mı? Bu konseptin daha çabuk benimseneceği ve hatta benimsenmeye başladığı bölgeler var mı?
AC: Konutların tipolojisinin değiştiğini genel olarak söylemek mümkün: Günümüzde konut içerisinde münferit “adalar” teşkil eden ve “cluster” denilen alanlar revaçta. Yüksek yapılarda daha yaygın olan bu trendin uygulandığı projelerde Compact Luxury fikri daha çabuk benimseniyor.
AXOR: Arte Surfside projenizle ilgili olarak: Projedeki ortak kullanım alanlarının konsepti nasıl oluştu?
AC: Plajın binanın hemen önünde olduğunu düşünecek olursak, bu projenin gerçek değerlerinin bina ile plaj arasındaki açık yüzme havuzu ve diğer ortak kullanım alanları olduğunu görebiliriz. Onlar binaya özel karakterini ve otel ortamlarını bir şekilde hatırlatan bir atmosfer kazandırıyor. Ortak bahçeler, deniz seviyesinde olan ortak spa alanlarının bir uzantısı. Ortak kullanım alanları, dinlenmek ve rahatlamak için çeşitli seçenekler sunuyor. iç mekânlardan dış mekânlara geçiş sağlayabilmek için, rekreasyon alanının bulunduğu katın cephesi dış bahçeye doğru tamamen açık olacak şekilde planlandı. Sunulan bu tesisler, binayı benzersiz kılan özellikler arasında. Binaya değer katan bir diğer özellik, tabii ki doğrudan plaj kenarında olan konumu. Plaj kenarında konut bulmak hiç kolay değil. Doğrudan plaja açılan zemin katın tümünü ortak kullanım alanlarına adamamızın binaya önemli değer katacağını görüşündeydik.
AXOR: Kentsel yaşama dair trendler, Arte Surfside gibi projelerde olması istenilen detaylara nasıl yansıyor?
AC: Projeye başladığımız zaman, burada harika bir fırsat yakaladığımızı hissetmiştik: Bizden istenilen, gerçekten yüksek algılanabilir kaliteye sahip bir bina planlamamızdı. Dış mekânlar mimari projenin bir parçasıydı. Bina, geniş balkonları ve terasları ile dikkat çekiyor. Balkonları tabii ki sebepsiz yere yapmadık. Onlar, dairelerin “dış odaları” olarak kullanılmak üzere peyzajları yapılmış geniş dış mekânlarını teşkil ediyor. Balkonları bölgenin eşsiz iklim koşulları sayesinde gerçekten yıl boyunca kullanmak mümkün. Bazı dairelerin dış mekânının metrekare olarak neredeyse iç mekan kadar büyük olması, daire sakinlerinin açık havada da bolca özel alana sahip olmalarını sağlıyor.
AXOR: Arte Surfside projesinde karşılaştığınız özel zorluklar neler oldu?
AC: Binanın yapısı, planlama şartnamesi tarafından belirlenmişti: Binanın yapısı, yatay olarak bir dizi teras ile bölümlere ayrılmıştı. Dairelerin dış mekânlarını oluşturan bu teraslar, aynı zamanda binanın yapısının inşaat planlama yasasına uygun biçimde “geriye çekilebilmesini” sağlıyordu. Bina yapısının bölümlere ayrılması ve doğal taş, bronz renkli yüzeyler ve cam gibi değerli malzemelerin kullanılması, Miami-Dade County ve Surfside kentindeki geleneksel yapılara gösterilen saygının bir işaretiydi. Ama aynı zamanda zamansız bir estetik söz konusuydu. Geniş teraslar, normalde üst katların zeminini oluşturan tavanların alt yüzeylerinde zorluk yaşatır. Bu nedenle tavanların yüzeylerini traverten mermer ile kapladık. Bu, iç mekândaki tavanın dışarıda da “sürdürüldüğü” ve dışarıdakinin sadece bir balkon olmadığı hissini veren bir çözüm oldu. Miami’nin mimari mirasını modern bir şekilde yeniden yorumlayan bina, özellikle Miami’nin 1930’lu yıllarının mimari stilini -bariz taklit etme tuzağına düşmeden- yansıtan bir mimariye sahip. Bölgenin mimari mirasını yansıtan özellik, ışıldayan cephede Art Deco binaların daha küçük olan tipik pencerelerini hatırlatan cam çerçeveleridir.
AXOR: Arte Surfside projesi, sizce Compact Luxury trendini ne şekilde yansıtıyor?
AC: Daireler büyüklük açısından oldukça “kompakt” olsalar bile, daire sakinleri kendi villalarında yaşıyor hissine sahip olabiliyorlar; çünkü bu daireler bir villanın sunduğu tüm rahatlıkla ara sahip. Ortak kullanım alanları, tıpkı özel villalar da olduğu gibi son derece yüksek kaliteye sahip. Dairelerde mantıklı bir sıra ile evin “umumi“ bölümünden plaj tarafındaki yaşam alanlarına geçilir ve oradan karşı taraftaki yatak odasına.
Dairelerin olduğu alanların son derece verimli kullanılmış olması ortak kullanım alanlarının yüksek kalitesi ile birlikte değerlendirildiğinde, bina sakinlerine "kompakt lüks" hissinin iletildiği görülebilir.
AXOR: Banyolar, Arte Surfside’ın
genel konseptinde nasıl bir rol oynuyor ve Compact Luxury trendini nasıl yansıtıyor?
AC: Banyoların tüm dairelerde önemi bir rolü var. Geniş yüz ölçümlerine sahip banyolar, dışarıdan bol ışık aldıkları ve kıymetli malzemeler kullanıldığı için, yüksek kaliteli, ferah bir ortam hissini uyandırır. Dairelerdeki ıslak alanlar, birer yaşam alanı izlenimi veriyor. Mutfak ve ana banyo dâhil olmak üzere, dairelerin neredeyse tüm odalarında geniş cam yüzeyler ve şeffaflık ile çalışma lüksüne sahiptik. Teraslar ve ortak kullanım alanları dâhil, banyolar da binanın mimarisinde öne çıkan kilit faktörlerdir. Bu sayede projeye genel olarak kalite hissi kazandırılabildi.
AXOR: AXOR Citterio ve AXOR Citterio E koleksiyonlarını seçmiş olmanız, genel olarak dairelerin kullanıcılarına iletme istediğiniz etkiye/deneyime nasıl katkı sağladı?
AC: Tüm banyolarda kullanılan AXOR ürünleri, ıslak alanları son derece kaliteli bir hâle getiriyor. Banyoların dairelerde gerçekten önemli mekânlar olduğu algısını yaratma amacımızda AXOR ürünleri bize çok yardımcı oldu.
AXOR: Bir mimar ve tasarımcı olarak, sizce kentsel yaşamın geleceği nasıl olacak? Kentsel yaşamda hangi trendleri görüyorsunuz?
AC: Kompakt büyüklüklerde daireler sahip olup apartman sakinlerine bolca ortak kullanım alanları ve çeşitli olanaklar sunan yüksek kaliteli apartman projelerinde özellikle Asya’da artış görüyorum. Bu, gerçekten büyük bir değişim. Co-housing (ortak konutlar) da yükselen bir trend. Apartmanlardaki ortak kullanım alanları, artık bina sakinlerinin ihtiyaçlarına göre tahsis edilebiliyor. Örneğin arkadaş veya akraba toplantıları için.
